mide küçültme

YAZIFLAMA AMELİYATLARI

MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATLARİ

Obezite cerrahisi temel olarak iki prensibe dayanıyor; mide hacminin küçültülmesi ve/veya‘malabsorsiyon’ yani yiyeceklerin emiliminin bazı aşamalarda engellenmesinin sağlanması. Bu ameliyatlardan en uygun olanı doğru hastaya doğru zamanda yapıldığında hayat kurtarıcıdır.

Obezite cerrahisi kimler için uygundur?
Obezite cerrahisi beden kitle indeksi 35 ve üzeri olan, uzman denetiminde tıbbi beslenme, egzersiz ve medikal tedavi gibi yöntemlerle zayıflayamayan hastalara önerilmektedir. Bunun yanında beden kitle indeksi 30 üzerinde olan, yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi hastanın yaşam kalitesini ve süresini etkileyen hastalara önerilmektedir. Hangi ameliyatın uygun olduğu çeşitli muayene ve tetkikler sonucunda belirlenir.

Doğurganlık çağında olan ve kısa vadede çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların, bu durumu doktorlarına danışmaları gerekir. Obezite cerrahisi ameliyatlarını takip eden 24 ay boyunca hamile kalınmaması tavsiye edilmektedir.

Obezite cerrahisi için laparoskopik ya da robotik cerrahi yöntemleri kullanılarak, hastalara açık cerrahiye kıyasla konforlu bir iyileşme dönemi sunulabilmektedir. Ameliyat sonrası hastalar günlük hayatlarına kısa sürede dönüp, metabolizma uzmanları ve diyetisyenlerinin takibiyle yeni beslenme düzenlerine uyum sağlamaktadır.

1) Mide bandı
Halk arasında ‘mide kelepçesi’ olarak da bilinen ayarlanabilir silikon gastrik band metodunda, yemek borusu ile midenin birleştiği noktanın hemen altına, midenin çevresine bir band yerleştirilir. Böylece mide hacmi küçültülmüş olur. Bandın iç çeperi, uzunlamasına bir balon, ya da bisiklet lastiğine benzetilebilir. Bu balon ince bir tüp aracılığı ile deri altına yerleştirilen bir porta bağlanır. Band ameliyat sonrası yaklaşık 1 ay sonra cilt altındaki porttan serum enjeksiyonları ile kademeli olarak şişirilir. Bu sayede ameliyattan sonra mide geçişinin boyutu basit bir müdahale ile değiştirilebilir. Bu yöntemle hastanın çok az miktarda gıda tüketerek kendisini tok hissetmesi amaçlanır.

Nasıl uygulanır?
Mide bandı için çoğu hastada laparoskopik yöntemler kullanılır. Ameliyat küçük kesiler aracılığıyla yapıldığı için hastaların çoğu, genellikle çok kısa sürede günlük hayatına dönebilmektedir.

Ameliyat sonrası sonuçlar
Bu ameliyatla hasta, ameliyat sonrası 18-24 ay içerisinde kilo fazlasının yüzde 60-80’ini kaybeder. Bu hastalarda bandda sorun olmadığı takdirde tekrar kilo alma riski yoktur.

2) Gastrik sleeve
“Sleeve Gastrektomi” olarak da bilinen tüp mide ameliyatlarında, midenin hacminin küçültülmesi (yaklaşık 60-100cc) ve böylece hastanın çok az gıdayla tokluk hissetmesi hedeflenir. Bu amaçla, midenin belli bir bölümü cerrahi işlemle çıkarılır ve geriye tüp şeklinde (yaklaşık bir muz büyüklüğünde) bir mide bırakılır. Ayrıca midenin açlık hormonu salgılayan bölümü çıkarıldığı için hastada açlık hissi olmamaktadır. Bu operasyonla sadece alınan gıdanın miktarı kısıtlanır; gıdaların emilimi aynı şekilde devam ettiği için hastanın dışarıdan vitamin ya da mineral takviyesi alması gerekmemektedir.

Ameliyat nasıl gerçekleşir?
Tüp mide ameliyatları da laparoskopik yöntemle uygulanır. Küçük kesilerden karın boşluğuna girilerek ameliyat gerçekleştirilir.

Ameliyat sonrası dönem
Ameliyattan sonra küçük hacimlerde gıda alınmasıyla hastalar kolayca doygunluk hissedebilir ve bir süre sonra bu tokluk, iştah kaybına dönüşür. Total gıda alımı anlamlı şekilde azalır ve ameliyattan sonraki birkaç yıl içinde kilo fazlasının % 80-90’ı kaybedilir..

Ameliyatı açıklayan videoyu buradan izleyebilirsiniz.

3) Gastrik Bypass
Gastrik bypass ameliyatlarında midenin büyük bir bölümü bypass edilerek küçük hacimli (yaklaşık 30-50 cc) bir mide bölümü hazırlanarak ince bağırsaklara dikilir. Bu ameliyatta hem diğer obezite cerrahisi ameliyatlarında olduğu gibi mide hacminin küçültülmesi hem de bağırsakların bir bölümünün devre dışı bırakılarak, tüketilen yiyeceklerin bir kısmının emilmeden atılması hedeflenir. Böylece hastalar hem daha az gıdayla doyar, hem de aldıkları gıdanın bir kısmı emilir.

Nasil uygulanır?
Gastrik bypass cerrahisi de diğer obezite ameliyatları gibi genellikle laparoskopik yöntemle yapılır. Karın bölgesine açılan küçük kesilerden girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Böylece hasta, ameliyat sonrasında gelişebilecek olası yara enfeksiyonu ve fıtık gibi risklerden de büyük ölçüde korunmuş olur. Gastrik bypass ameliyatları için robotik cerrahi yöntemi de kullanılmaktadır.

Ameliyattan sonra
Cerrahiden sonra, küçük miktarlarda gıda alınmasıyla hastalar kolayca doygunluk hissedebilir ve bir süre sonra bu tokluk iştah kaybına dönüşmektedir. Total gıda alımı anlamlı şekilde azalır. Yeni oluşturulan midenin küçülmüş boyutuna ve azalmış gıda emilimine bağlı olarak, gerekli vitamin ve mineral desteklerin kullanımı için cerrahın ve diyetisyenlerin talimatlarının izlenmesi gerekir. Böylece hasta vitamin ve mineral kaybı yaşamadan kilo verebilir. Hastalar ameliyattan üç veya dört gün sonra evlerine gönderilir.

Ameliyatı açıklayan videoyu buradan izleyebilirsiniz.

4) Robotik cerrahi
Genel cerrah tarafından kilo kontrolü için bir ameliyat öneriliyorsa bu, kişinin robotik cerrahi yöntemiyle yapılan obezite ameliyatları için aday olabileceği anlamına gelebilir.

Robot ‘da Vinci’ ile gerçekleştirilen işlem, ‘robot yardımlı laparoskopi ameliyatı’ olarak tanımlanmaktadır.

Obezite hastalarına yapılan cerrahi müdahalelerde, hastanın fiziksel durumu göz önüne alındığında kiloya bağlı nedenlerden ötürü bazı sorunlar yaşanabiliyor. Bu sorunlar, istenilen bölgeye etkili müdahale yapılmasına engel olabiliyor.

da Vinci robotu ile uzman, küçük kesilerle hastaya istenilen şekilde müdahale etme imkanına sahip olabiliyor. Bu yöntem ile kan kaybı ve ameliyat kesiğinin büyüklüğü de aza indirilebiliyor.

Ürolojiden kardiyolojiye, jinekolojiden genel cerrahiye tıbbın pek çok alanında kullanılan robotik cerrahi yöntemi ile morbid obez hastalara pek çok operasyon yapılabiliyor. da Vinci ile yapılan obezite ameliyatları arasında ilk sırada gastrik by-pass yer alıyor.

Robotik cerrahi ile obezite hastalarına yapılan cerrahi müdahalelerde kan kaybı, enfeksiyon riski, yara izi azalabilmekte ve günlük hayata dönüş süresi kısalabilmektedir.